OĞUZNÂME

 

Selam ve Dua ile merhabalar,

Mübarek, saf ve iyi yaradılışlı, Genç, sağlam, güçlü, anlayışı kıt, köylü, Türk efsanelerinde geçen büyük bir kahraman ve büyük bir Türk boyu demekmiş “Oğuz”.

Mektup,  Aşk mektubu, Kitap, dergi,  sevgiliye yazılmış mektup demekmiş “Nâme”.

Yani işin Türkçesi; “Boluspor’umuzun Teknik Direktörü Oğuz Çetin’e ithaf edilmiştir” bu yazı.

Fazla lafı eveleyip, gevelemeden “Hocanın şuan ki durumunu ve bundan sonra olabileceklerin” uyarı mahiyetinde “Nevi şahsına münhasır mektup” şeklinde bir yazıdır.

Sevgili Oğuz Çetin,

Yıllar önce İstanbul’un üç hacimlisinden birinde oynadığın oyun, hem milli takımımıza kattıklarınla, kişiliğinle, senin zamanında çoğu “Genç sporseverlere ve futbolcu kardeşlerimize” örnek oldun.

Futbol hayatının sonunda önce “Yardımcı hocalık, sonra hocalıkla birlikte en sonunda köşe yazarlığında” karar kıldın.

Ha birde herkesin senin gibi “İyi futbolcu olamayacağı gibi, her iyi futbolcunun da hoca olamayacağı” gerçeğini de unutmamak gerekir. O cebimizde dursun.

Haftalardır bir şekilde skor olarak iyi giden takım, şimdilerdeyse geldiğinizden bu yana oynanan “Bal yapmayan oyun, sistemsizlik, aksayan yerlere müdahale etmeyişiniz, profesyonel tek iş olarak yapmanız gereken hocalığınızın yanında İstanbul yazarlığınız” ve son haftalarda hedeflerden birer ikişer uzaklaşmayla birlikte, farkındaysanız artık yüksek sesle “Camiadan ve basından tepkiler almaya” başladınız.

“Kadro yapısına, isimlere, maddi imkânlara, yönetimin size yaklaşımına” bakıldığında bu takım hocasız “İlk 10 içinde” ligi bitirir.

“O halde başarı çıtası nedir?”

İlk iki hayal olsa da, ligi en kötü “Beşinci ve altıncı sırada bitirerek” bu şehri Play-offlara taşımaktır.

Ama gelen kötü sinyaller, son haftaların ve puanların azalması hiçte bu hedefe ulaşabileceğimizi göstermiyor. Sizce hocam, bu oyunsuzlukla; “Hala bu takım iddialı konumdadır” diyebiliyor musunuz?

Sayısal olarak puan tablosunda iddiamızın sürdüğü sürece, sizin için “Boluspor macerası” devam edecektir.

“Ama ya sayısal olarak da iflas edersek?”

Umarım Oğuz hocam;

“Bu takımı gerçekten sevenlere kulak verirsiniz, mesleğiniz sadece Teknik direktörlükse o yolda hatalarınızdan ders çıkararak ilerler, İnşaAllah bu son yazdıklarımın gerçekleştiğini ne siz, nede bizler görürüz.”

Ve son olarak unutmayın ki;

Bundan sonraki hocalık hayatınızda yaşayabileceğiniz bu başarısızlıklar ve size güvenenlerin ahları “Ceketinizde bir rozet gibi” sizinle her yere gidecektir unutmayınız.

Baki selam ile…

Yazarın Diğer Yazıları