Sevgili Günlük,
Bu gün inanılmaz kötü bir gün geçirdim. Önce Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde elektrik teknisyeni olarak çalışan ve aynı zamanda stadyumun elektrik arızalarını gideren, kişiliği ve beyefendiliğiyle çok sevdiğim arkadaşım Abdullah Emre’nin kaybettiğimizin haberini aldım. Bir süreden beri amansız bir hastalıkla mücadele ediyormuş. Hiç haberim olmadı. Tarifi olmayan bir duygu içersindeyim. Bolu dışında olduğum için de cenazesine katılamadım. Arkadaşımı son yolculuğuna uğurlayamadığım için çok üzgünüm günlük.
Daha sonra büyük umutlarla gidilen fakat benim en azından beraberlik gözüyle baktığım Hatayspor karşısında ağır bir yenilgiyle hezimete uğratıldık. Kısaca günlüğüm Boluspor’u bir kaç kelimeyle özetle dersen, kanatlarımız kopuk, kalemiz kevgir, savunmamız koridor orta sahamız ise tabiri caizse yolgeçen hanına döndü. Hani küçükken sokak aralarında tek kale maç yapıp üçte devre altıda biter derdik ya Allah’tan öyle olmadı.
Her zaman vermiş olduğu demeçlerde hem oynanan oyun hem de futbolcularına güvenen onlara toz kondurmayan Osman hoca var ya o bile bu maç sonrası isyan etti biliyor musun? Bu saatten sonra ne olur, ne gider, neler değişir şimdiden kestirmek çok zor. Şu bir gerçek ki sıkıntılı günlerimiz eğer böyle devam ederse işimiz hiç de kolay olmayacak. Bu yüzdende çok üzgünüm günlük. Sanırım yatma vakti geldi; Çünkü yazarken esnemeye başladım. Bu günlük bu kadar yeter.
Sana da iyi geceler. Sevgili Günlüğüm.