Elimde kalem, önümde kâğıt Boluspor’un geri kalan karşılaşmalarından alacağı puan ve puanları tahmin etmeye çalışıyorum. Yapmış olduğum matematiksel hesaplarla boğuşup bir noktada süper ligin yol haritasını çıkartıyorum. Üst üste seri galibiyet alan bir takımın kendine puan cetvelinde nasıl bir yer bulduğunu ve puan kayıplarında ise kendini küme düşmeme mücadelesi içersinde futbolun adaleti de denilen acımasız bir gerçekle yüzleşiyorum. Takımların puanları birbirlerine o kadar yakın ki herkes eş değerde. Hangi takımların süper lige çıkacağı ve iki takım haricinde hangi takımın düşeceği belli değil.
İlk iki yarışında liderlik koltuğunda ki takımlara şöyle bir baktığımızda, ligin ilk dört haftasında Rizespor’u, beş, altı ve yedinci haftasında Giresunspor’u, sekiz ve on üçüncü haftalarında da Ümraniyespor’u, on dördüncü haftasından on yedinci haftasına kadar Ankaragücü’nü, ligin on sekizinci haftasından yirmi ikinci haftasında ise tekrar Ümraniyespor’u, ve ligin yirmi üçüncü haftasına gelindiğinde ise liderlik koltuğunda Rizespor’un devraldığını görüyoruz. Dedim ya zirve yarışındaki takımların ligde devamlılıklarını sahada yansıtamamaları ister istemez zirve yarışını da şekillendiriyor.
Takımların bir birleriyle arasındaki puan farkının yakın olması, amansız yarışta özellikle ilk altı içersinde yer alan takımların ilk iki iştahlarını kabartıp umutlandırabiliyor. Ligin boyu iyice kısaldığından ince ayarla süper lig hesapları yapılıyor. Zirve yarışında kalan on karşılaşmada ev sahipliği sayısı mukayesesinde lider Rizespor, Ankaragücü ve İstanbulspor ‘beş’, Ümraniyespor, Gazişehir Gaziantepspor ise ‘dört’ maçını kendi seyircisi önünde oynayacak. Boluspor’a gelince ise ‘altı’ karşılaşmasını kendi evinde oynayacak. Buna karşılık Ankaragücü, Rizespor, İstanbulspor gibi zirve yarışındaki takımlarla altı puan değerinde ki karşılaşmalarda oldukça avantajlı gözüküyor.
Kısacası fikstür avantajını iyi kullandığımız takdirde bırakın ilk altıyı ilk ikinin içersinde bile yer alabiliriz. Kendi sahamızda oynadığımız karşılaşmalardan mutlak galibiyet çıkartmak hedefimize de emin adımlarla yaklaşmak demektir. Şuraya yazıyorum Yeter ki belirlenen hedefe yüreğimizle inanıp, birlik ve beraberliğimizi maddi ve manevi desteğimizi her maçta sürdürürsek bizi kimse tutamaz. O halde her maçımız final, yirmi altı yıllık beklentimiz ise ‘SÜPER LİG’ olsun.