TATSIZ, TUZSUZ BOLUSPOR

Selam ve Dua ile merhabalar,

 

İlk yarının son maçında ŞanlıUrfaspor mağlubiyeti ile 17 puanla, ilk yarıdan Orduspor maçı eksik olarak, ilk devreyi kapattık.

 

Ligde "Bizi rahatlatacağını düşündüğüm puan durumunun, yaklaşık 5-6 puan gerisinde" bitirdik.

 

Düşme hattının en büyük adaylarından Orduspor'la evimizde oynayacağımız "İlk yarı maçının neden ikinci yarıya alındığı" aklımda koca bir soru işareti.

 

Rakibin "Gardı düşmüşken alabileceğimiz, rahat bir üç puan varken, ikinci yarı eksiklerini tamamlamış, kadrosunu kuvvetlendirmiş bir Orduspor'la oynamayı kim tercih eder? Yada bu duruma neden itiraz edilmez?"

 

Gelelim maça,

 

İster "İlahi adalet" deyin, ister "Şansızlık" deyin, sezon başı "Kaçarcasına Urfa kampına katılan, eski kulübüne bir kuruş kazandırmadan, alacağını bahane edip kaçan" Hakan Arslan'ın kendi kalesine attığı gol, umarım ona Ulu önder Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim." lafını bir daha hatırlatmıştır.

 

Yine basit defansif hatalarla yenen iki gol, forvet hattının "Sinekten yağ çıkarırcasına" bulduğu pozisyonları "Har vurup, harman savurması" mağlubiyeti getirdi.

 

Rakip aynı bizim gibi "Üç haftadır galibiyete hasretken, bu hasretini bizimle dindirdi".

 

Cihat Arslan'a karşı "Hem Karşıyaka, hem İstanbul Belediye'nin başındayken galip gelememe alışkanlığımız, Urfa'nın başındayken de" devam etti.

 

Birde yıllardır söylediğimiz "Siyasi erk'in şeref tribününde yer alıp, gol sonrası çak beş yapıp, gevrek gevrek gülmeleri yok mu?" hem insanı çileden çıkarıyor, hem de "Futbolun iliklerine kadar, siyasi rantın girdiğini" aklımıza getiriyor.

 

Önümüze bakacak olursak,

 

Geçtiğimiz sezon "4 takım düşmüş, 19 takım olduğu için 18 ilk yarı maçı oynanmıştı. 18nci hafta Boluspor'umuz 19 puanla 14ncü sırada ilk yarıyı bitirmiş. 16ncı haftada ise 18 puan" toplamış.

 

Ligin sonunda ise "40 puanla, 15nci sırada ligde kalmış. Düşen 16ncı sıradaki Fethiyespor 38 puanla" lige veda etmiş.

 

Şöyle "Üstün körü, tahmin, gönülden geçen, realite" adına ne derseniz deyin;

 

"Düşme hattının minimum taban puanı 35, tavan puanı 38-40 puan arası" olacaktır.

 

17 puanda olduğumuzu düşünürsek, ikinci yarı oynayacağımız "18 maç 54 puandan minimum 20-25 puan çıkarmalıyız ki" ligde kalabilelim.

 

Her maçın "Final havasında geçeceği, 50nci yılında zor bir dönem geçirmeden devre arasını en iyi şekilde değerlendirip, eksik bölgelerimize bulabildiğimizin en iyisini transfer ederek" geleceğe umutla bakalım.

 

Yok illa "Transfer olsun" diye, "Maddi külfet getirecek, geldiği takımda sezon boyu oynamamış, kadro dışı kalmış, her gittiği takımda problemleri yüzünden ayrılmış" oyuncular alınacaksa, varsın "Alt yapıdan oyuncularımızla" kadromuzu takviye edelim.

 

Edelim ki, "Gelecek seneleri kurtaralım!"

 

Baki selam ile...

Yazarın Diğer Yazıları